Bu gönderiyi paylaş

Çiçekli Ebrular

Ebru sanatında çiçek motifleri, sanatın kendi sınırları içinde şekillendirilir. Ebrucu bir ressam değil, aksine çiçekleri teknesine özgün bir tarzda yansıtarak ortaya koyar. Tüm desenler suyun üstünde yapıldığından, uzun süre boyama işlemine odaklanmak mümkün değildir, çünkü bu durum boyalarda çatlaklara ve yüzeyde boşluklara neden olabilir. Ebrucu, çiçekleri seri bir şekilde formüle edip kağıda aktarmak zorundadır. Bu nedenle, ebru tekniğiyle yapılmış çiçekler, bu bakış açısıyla değerlendirilmeli ve resim sanatıyla karşılaştırılmamalıdır.

Hatib ebrusunun tarihsel süreç içinde gelişiminin ardından, çiçek motifleriyle ilgili arayışlar da hız kazanmıştır. Ancak, çiçek desenleri ebru sanatında Necmeddin Okyay üstadıyla birlikte olgunlaşmaya başlamıştır. Tahmini olarak 1918 yılından itibaren, Necmeddin Okyay, çiçekli ebruları geliştirerek lâle, karanfil, hercai menekşe, gelincik, gonca gül, kasımpatı, sümbül gibi çeşitli çiçek türlerini başarıyla resmetmiştir. Onun öğrencisi Mustafa Düzgünman ise bu formları daha da geliştirmiş ve bunlara papatyayı eklemiştir.

Herhangi bir kültürel veya sanatsal olay aniden ortaya çıkmaz. Bu tür gelişmeler, uzun yıllara dayanan deneyimlerin sonucunda oluşur ve olgunlaşır. Çiçekli ebruların gelişim süreci de bu bağlamda ele alınmalıdır. Necmeddin Okyay’ın katkıları sayesinde, bu çiçek motifleri geliştirilmiş ve geleneksel Türk ebrusunda “Necmeddin Ebrusu” olarak anılmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir